20 Ocak 2009 Salı

Bizden Haberler ...




Ales'e hazırlanmaya başlayınca, bloga girme zamanımda, yazı yazma durumumda azaldı. Oysa geçen hafta bizim açımızdan acayip yoğun geçti. Eeee durum böyle olunca yazıcak şeylerde birikti. Ama ben iş, ev, sınav ve yiğit dörtgeninde dolanıp durdum. Ne birşey yazabildim ne de doğru dürüst yazı okuyup, yorum yazdım. Bizde paylaşacaklar da yapılan ilkler de birikti. Geçen haftamızı kısaca özetlersek

- 21. Ay doktor kontrolümüz vardı. Gittik gitmeyede gene yer gök kuzunun çığlıklarıyla inledi. Adam hastanenin kapısını gördümü basıyor çığlığı. Valla nasıl muayene oluyor, doktorla ne konuşuyoruz o yaygarada anlamıyorum. Bende gittim bir umut belki şu doktor fobimizi biraz yeneriz diye erken çocukluk kitaplığının''Doktorda'' adlı kitabını aldım. Bu kitapta muayene olmaya giden bir çocuğun nelerle karşılaşabileceğini anlatıyor. Kitabı ben okuyorum, kuzu resimlerine bakıyor. En güzeli de kitapda muayene sırasında bütün küçük çocuklar gülüyor. Bakalım 3 ay sonraki doktor kontrolümüze bu kitabla anlatımımın bir faydası olacak mı? Bu konuda ben umutluyum. Yiğit'in gelişimine gelince gelişimi hala büyüme eğrisinin üst sınırlarında devam ediyor. Kilosu : 13.5 , Boyu : 88.5 doktorumuz herşey gayet yolunda dedi.

- Nihayet azı dişlerimizi patlattık. Gözümüz aydın!!! Gözünüzü korkutmak gibi olmasın ama zor bir süreç. Ne doğru düzgün yemek yedi ne de uyudu. Yaptığı mızmızlıkta cabası. Neyse ki atlattık. Darısı diğer bebelerin ve annelerin başına.




- Bir süredir kuzunun gidebileceği oyun ve faaliyet merkezi bakıyordum. En sonunda evimize yakın bir merkez buldum. Bulmakla da kalmadım geçen salı oyun grubu deneme dersine de katıldık. İlk başta ağladı, içeri girmek istemedi. Sonra topların olduğu oyuncak sepetlerini görünce goooo goooo diye arkasına bakmadan doğruca toplara koştu. Telefonda ,çocuğun bulunan ortama alışması için dersin başlamasına 15 dakika kala gelmemizi söylemişlerdi, bizde öyle yaptık.Ders saati gelinceye kadar teyzesi, ben ve kuzu bir güzel hopladık, zıpladık. Ders başlayıncada ilk faaliyetlere benim desteğimle katıldı. Ama daha sonra yükselen müzikten ve o koşuşturmadan tedirgin olup , ağladı. Bizde dersin geri kalan kısmını benim kucağımda, dersi dışardan seyrederek geçirdik. Genelde bütün çocuklar ilk başta bu tepkiyi gösterirmiş. Hatta bazı çocuklar hiç derslere bile katılmazmış. Ama bir kaç dersten sonra herşey normale dönermiş. Bakalım bizde bu süreç nasıl gelişecek. Valla ben yeri çok beğendim. İşlerini gayet iyi biliyorlar bu merkezin 33 ülkede 500'ü aşkın yeri var. İlerleyen süreçte de Yiğit'i müzik ve resim derslerinin olduğu aktivitelere götürmek istiyorum.Özellikle müzik derslerine bayıldım. Bu derste çocuğu 16 farklı müzik türüyle tanıştırıyorlar. Bence harika. Bakalım kuzu bu hafta oyun grubunda ne yapacak. Yeni maceralarımızı paylaşacağım.


- Malum Yiğit'in artık dillere destan olan uyku problemi için en sonunda geçen hafta bir uzmana gittik. Eğer pedagog tarafından bir problem gözükmezse 2 seans daha gideceğiz. Aksi olursa seanlar daha uzayacak.İlk seansı eşim ve benle yaptı (Barış'ı danışmanlık merkezine götürene kadar resmen göbeğim çatladı. Bir de kadına demez mi buraya eşimin baskılarıyla geldim, ağır baskı altındayım diye. Nedir bu erkeklerin her türlü doktor ve psikolog fobileri. Neyse artık bu başka bir yazı konusu) Bu çarşamba gideceğimiz 2.seansıda yiğit'le beraber yapacaklar. Geçen hafta bize anlattığına göre seansı oyuncaklarla dolu bir odada yapacaklarmış. Eğer yiğit yaptırırsa bir iki testte yapacaklarmış. Bakalım bunu yarın göreceğiz. Eğer herşey yolunda giderse 3. seansta da yiğit'in psikolojik ve motor gelişimi hakkında bize bilgi verip bir de çocuk eğitimi hakkında bizi bilgilendirecek. Bu süreçte yaptığımız hataları inceleyip doğruları hakkında bilgileneceğiz. Bakalım göreceğiz. Sonuçları ve çocuk eğitimi üzerine yapılan doğru davranışları size uzun uzadıya yazarım. Ya birde şu psikologların ve pedagogların viziteleri niye bu kadar pahalı anlamıyorum. Allah aşkına bu ücretleri kim, nasıl belirliyor. Vallahi insanın içi parçalanıyor 1 saat için verilen o paralara.

- Geçen hafta Barış elinde paketle eve çıkageldi. Bana hediye almış. Allah allah bayram değil seyran değil dedim. Tamam tamam aşkımın bu konuda hakkını da yemek istemiyorum. Ara sıra yapar benim aşkım böyle süprizler. Ama açıkcası aldığı hediye çok manidardı. Bana pijama takımı almış. Şimdi aşkım bana çoook uzun zamandır evde saçma sapan eşofmanlarla, pijamalarla ve eşofmandan bozma pijamalarla dolaşmamı istemediğini söyleyip duruyordu. Bir kere taktı Avrupa Yakasında Gülse Birsel'in giydiği pijama takımlarına. Gel illa sana öyle güzel takımlar alalım, onları giy diyordu evde. Aşkım, ben bir pijamaya o kadar para verir miyim yahu? Hadi verdim onlarla temizlik, yemek yaparmıyım hiç, bırak kıyıp onlarla uyuyamam bile dedikçe ben, o ısrarla alalım diye tutturdu. Valla kim dinler aşkımı, benim canım eşofmandan bozma pijamalarım varken. Ama söyledi söyledi en sonunda gitti kendi alıp geldi. Valla pijamayı görünce hafiften bana bir imme indi ama neyse ki aldığı pijama gayet zevkli bir tercih olmuştu. Dediğine göre pijama süprizleri hızla devam edecekmiş. Aman aşkım ,ne olur çok açılıp saçılmayalım malum ekonomik kriz var desemde, kim dinler. O bir kere taktı . Sanırsam kızlar benim bey, bana mesaj vermeye çalışıyor. Hadi bakalım hayırlısı :o)))


- Ve geçen hafta en sonunda Barış fotografçılık kursuna yazıldı. Şubat'ın 11 de kurs başlıyor. Sormayın bizde bir heyecan bir heyecan. Dile kolay, yıllardır fotografçılıkla ilgili bir kursa gitmek, hatta bu işi profosyonel bir şekilde yapmak istiyordu. Kimbilir belki yıllar sonra kişisel bir sergi bile açarım diyor. Bakalım şimdilik isteklerinin ilkini gerçekleştirdik. Canım aşkım ya uzun zamandır kendi için hiçbir şey yapmıyordu. Bu kurs çok güzel oldu. Onun heyecanını görünce acayip mutlu oluyorum. Kurs hafta içi çarşamba günleri. Valla planımız çarşamba akşamları Yiğit'i annemlere bırakıp taksime beraber gitmek. O kursa ,bense kurs bitimine kadar taksimde kah arkadaşlarımla kah yanlız gezmeyi planlıyorum. Kurs bittikten sonrada tıpkı eski günlerdeki gibi kokoreç veya tava hamburgeri yiyip belki bazı akşamlarda iki tek atıp eve gideriz diye planlıyoruz. Bakalım... Şimdilik heyecan içindeyiz...

Ya nerdeyse unutuyordum, bizim kuzu kelime hazinesine kanbağa(kurbağa) demeyi de ekledi. Son birkaç gündür kanbağa(kurbağa) deyip duruyor. Kuzuya soruyorum
-Yiğit kurbağa nasıl vıraklıyor ?
- Başlıyor kuzu ellerini havaya kaldırıp hızla açıp kapatmaya birde bağıra bağıra viyak viyak demeye...

Anaam amma uzun yazı olmuş ... Şimdilik Yeşiltaş familyasından haberler bu kadar :0)))))

6 yorum:

Rahsan Collyer dedi ki...

Demetcim, büyük zevkle okuyorum yazılarını bilesin. Bugüne kadar blog açmamakla, yazmamakla hata etmişsin. Yiğit fotolardan gördüğüm kadarıyla çok büyümüş, resmen koca delikanlı havalarında.

Barış hangi kursa yazıldı merak ettim. İFSAK mı? Özledim yaw ben de Taksim'i, Beyoğlu'nu. Kızım büyüsün hele biraz daha, bahar gibi açılcam ben de oralara.

demet'in dunyası dedi ki...

canım benim, teşekkürler. deniz sık kullanımlarıma senin blogunu ekleyene kadar bihaberdim blog dünyasından. dolaylı yoldan sen beni teşvik ettin blog açamaya.senin yazılarını ve diğer blog sahiplerinin yazılarını okudukça bende bu dünyada yer almak istedim.bence yiğit'e bırakılabilecek en güzel hediyelerden biri bu blog. valla kuzu kocaman oldu. bir hava bir tafra sorma.rahşancım, ifsak'a yazıldı.valla kursun başlamasını dört gözle bekliyoruz. bizde çook özledik taksimi, taksimde birşeyler yapmayı.yaza mina kocaman kız olur. sen gel buralara alırız bizim kuzuları, şöyle bir dolaşırız istiklal'de

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

yaa bu bebelerin yiyeni uyumuyor, uyuyanı yemiyor. yok mu bunların dertsiz tasasız büyüyen modelleri? ya da bize mi denk gelmez kardeşim??

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

demeyin lan bana taksim beyoğlu falan.. depreştirmeyin beni. fururum valla sizi

demet'in dunyası dedi ki...

yok be hülyacım.artık alıştım gece uyur gezer vaziyette dolaşmaya. eee dile kolay 21 aydır geceleri 4-5 saat uyku uyuyorum.aman az uyusunlar zor yemek yesinler boşver,
yeter ki sağlıklı olsunlar. sende gel canım,hep beraber yapalım taksim turu.deniz'e söyledim hülya gelince beni de çağır diye.yakından görek tuna beyi.

Güneş Akay dedi ki...

Bizimde yarın kontrolümüz var şimdilik sessiz sedasız hallediyoruz,begüm de yolmadan uyumuyor artık çok zor uyuyor.
Sevgiler.