25 Ocak 2009 Pazar

Sanat Sever Yiğit ...

Bu haftasonu programımız pi-nik kuş'dandı. Sağolsun o kadar güzel şeyler yazıyor ki, bihaber olduğum yerleri ve etkinlikleri ondan öğrenebiliyorum. Cumartesi akşamı Etiler'de açılan çocuk alışveriş merkezi Mohini'ye gittik. Çok kalabalık olacağını düşünmüştüm ama bayağı sakindi. Sanırsam geç saatte gittiğimiz içindi bu sakinlik. Yer çok güzel, bayağı beğendik. Mağazalarda ki oyuncak ve kıyafetler biraz pahalı, cep yakan cinsten. Eee tabi Etiler'in göbeğine böyle bir merkez kondurunca, fiyatları da ona göre oluyor. Hitap edilen kesim belli yani... Orda Taygatoys diye bir oyuncakcı var ,valla biz oraya bayıldık. Bütün oyuncaklar ahşap yapımı. Hele müzik grubu olan oyuncaklara bittik. Kuzu başta mırın kırın ettiyse de biz ona akordiyon aldık. Şöyle bir yan yan baktı, sonrada elinin tersiyle akordiyonu itti. Onun gözü baterideydi. Bir türlü elinden baterinin sopalarını alamadık. Pundununu buldu mu kapı verip sopaları ,hooop dışarı doğru koşmaya başlıyordu. (Aman oğlum aklıma kötü kötü şeyler geliyor. Hoş daha o bebekken gittiğimiz yerlerden az yumurta almadık yani) Valla paraya kıyıp akordiyonun üstüne kuzuya bide bateri alacaktık, ama ellerinde hiç kalmamıştı. Pazartesi gelecekmiş, benim kuzu çok beğendi, herhalde pazartesi akşamı gidip alacağım. Ya bide orda kaçıncı katın yerinde vardı hatırlamıyorum, gölge havuzu yapmışlar(ismi tamamen farklı bişey olabilir,bilmiyorum) içinde balık sürüleri dolaşıyor. Sen üzerlerine bastın mı hepsi bir yana kaçışıyor. Yiğit bunu çok sevdi. Onu ordan ayırana kadar resmen göbeğimiz çatladı. (sanırsam bu inatı bana çekmiş) Maalesef oyun atölyelerini göremedik, bizim gittiğimiz saatte kapanmıştı.




Eve geldiğimizde ise tam bir cümbüş havası vardı. Akşam 10'da , bizim her birimizin elinde bir enstrüman resmen komşulara ufak çaplı bir resital verdik. Yiğit davulda, Barış akordiyonda bendeniz de zilde çaldıkta çaldık.Valla çok güzeldi. Elinin tersiyle ittiği akordiyonu, baktık bu sabah aynanın karşısına geçmiş sırıtarak çalıyordu. Sanırım alıştı.



Bu sabahta yapılan alelacele bir kahvaltıdan sonra, Profilo'ya Küçük Kara Balığı seyretmeye gittik. Açıkcası çok korkuyordum, orda durmaz diye. Hiç de korktuğum gibi olmadı. Oyun kaç dakika sürüyor bilmiyorum ama Yiğit 45 dakika oyunu seyretti. Seyretti derken tabiki pür dikkat değil. Ara ara mızmızlandı ama ilk deneme için gayet başarılıydı. Tabiki bunda oyun esnasında yemesi için verdiğim fındık ve cevizlerin faydasını göz ardı edemem. Malum bizim kuzu ancak böyle sevdiği şeyleri yerken sabit kalıyor :o) Bence oyun gayet güzel. Eğlenceli, bol müzikli bir oyun. Yiğit'de oyunda en çok kurbağaları ve palyaço balıkları sevdi. Bunları acayip pür dikkat seyretti. Zaten son zamanlarda favori hayvanı kurbağa, evde kanbağa kanbağa diye dolaşıp ,duruyor. Küçük Kara Balığın, pelikan balığın elinden kurtulmasından sonrasını, seyredemedik. Yiğit artık zapdedilmez bir hal alınca(bu aşamada fındık ve cevizde kar etmedi) dışarı çıktık. Hoş zaten çıkmasaydık herhalde iki yanımda oturan kadınla kavga edecektim. Hasbam, çocuk tiyatrosuna geldiğini unutup, herkese şişşşt şişşşt sessiz olun deyip durdu. Tamam tiyatroda, sinemada sessiz olunur allaha şükür bunu biliyoruz. Ama karşındakiler çocuk, üstelik küçük çocuklar. Ne söylersen söyle anlamıyorlar. Kadının yanında çocuğu da yoktu, sanırsam bu kadının çocuğu da yoktur. Çünkü çocuğu olan bir kadın olsaydı ordaki anne ve babaların çocuklarını susturmak için ne kadar çaba harcadıklarını farkeder, hatta bilirdi. Hoş bunun için anne olmayada gerek yok ya, azıcık beyni olan herkes bunu bilir. 45 dakikanın sonunda Yiğit mızmızlanmaya başlayınca bu sefer kadın bize sardı.Kadından, ''ben de tam yerine oturmuşum'' diye bir cümle duyunca ellerimi belime atıp, bir iki laf söylemek istedim. Ama sonra gerizekalının biri için, sinirlerimi bozup da pazar günümüzü zehir etmek istemedim. Neyse, biz gittikten sonra herhalde kadının yeri genişlemiştir. Oyuna geri dönecek olursak, oyun 30 mayıs'a kadar devam ediyor. Giriş ücretsiz. Eğer içinizde benim gibi çocuğunu daha önce tiyatro ile tanıştırmamış olan varsa, haftaya götürebilirsiniz. En fazla ne yapabilirler ki, ağlayıp mızmızlanırlarsa oyundan çıkarsınız. Çıkışta merdivenlerde, bizim kuzu, abi abi diye bir çocuğu yakalayıp, yapıştı. Valla resmen çocuğu duvara yapıştırıp cici abiii deyip, bir güzel öptü. Sonrasında Enes'e fındık ikram ettikten sonra bay bay yapıp salondan çıktık. Artık sık sık kuzuyu tiyatroya götürürüz. Küçük Kara Balıkla Yiğit'in tiyatro hayatı başlamış oldu. Tabi çıkışta uzunca bir süre dolaşıp, profilonun altını üstüne getirdikten sonra, eve döndük. Kuzu o kadar yorulmuş ki eve geldikten 10 dakika sonra uyudu. Yaklaşık 2 saat 15 dakikadır uyuyor. Sanırsam bu da benim bonusum oldu.

5 yorum:

Rahsan Collyer dedi ki...

Yiğit her yeni fotoda biraz daha büyük gözüküyor gözüme, acayip büyümüş görmeyeli. Şaka maka 5 ay oldu dimi biz en son görüşeli??? Ne güzel vakit geçiriyorsunuz birlikte, ne de güzel ilgileniyorsunuz onunla. Kızım büyüsün, inşallah biz de gidicez tiyatrolara, danslara, çocuk filmlerine...

ps: harf doğrulamayı ben kaldırdım, sen de kaldırsana Demetcim. Sinir bozuyor, bazı harfler anlaşılamıyor bazen.

demet'in dunyası dedi ki...

valla beş ay oldu. geldiğimizde minacık, küçücük bir bebekti şimdi o da kocaman olmuş.ooo mina azıcık daha büyüsün bak neler yapacaksınız. biz son 5 gündür hayatımızdan tamamen televizyonuda çıkardık. (keşke hayatımıza hiç sokmasaydık)artık evde full time yiğit'le oyun oynuyoruz.akşam 10'dan sonra evi görsen, resmen savaş alanı gibi oluyor.şu anda minayla gidebileceğiniz oyun merkezleri var. sanırsam mina'nın yaşına göre ''anne&bebek fıtness ve müzik derslerinin yapıldığı gruplar var.ama tabi bu dediğim merkez sana uzak. canım ya inan şu harf doğrulamanın nasıl kalkacağını bilmiyorum. yoksa ben de sinir oluyorum.blogun ayarlarını ve düzenlenmesinin çoğunu kardeşim yaptı. bendeniz biraz teknoloji özürlüyümde.

Rahsan Collyer dedi ki...

Canım, sobeledim seni. Haberin ola!!!

Fifi Croissant dedi ki...

Kadın da deli midir nedir, ne işi varmış ki çocuk tiyatrosunda madem çocuksuzdu da? Rahatsız...

demet'in dunyası dedi ki...

hoşgeldin magissa,kadın hem de nasıl rahatsız bir tip akla zarar.
kimbilir oyun bedava ya belki de onun için gelmiştir.sakin anne çizgimden kayıp keşke kadını azıcık paralayayıp çıksaydım salondan, ah ah keşke!!! :o)