29 Aralık 2008 Pazartesi

Merhaba 2009 ...



Yiğit'in boyuna göre satın alınan çam ağacı, alınan rengarenk ağaç süsleri, renkli ledler, minnacık kutular, minyatür çanlar ... Görmeyin bizde bir heves bir heves ... Eeee kolay değil bizim kuzu ilk defa ağaç süsleyecek.
Önce beraberce ağaç süslerinin poşetlerini açtık. Sonra saçtık ortalığa bütün süsleri ... Oturup ortalarına, tek tek inceledik hepsinin, boyutlarını, şekillerini, renklerini ... Şekillerine göre gruplara ayırdık, kalpler, çanlar, yuvarlaklar, yıldızlar, kutular, kozalar diye... Sonra bir bir renklerini söyledim, mavi, beyaz, gri, kırmızı, sarı ... Sonrasında kuzu yeter anne bu kadar renkler dermişcesine bozdu oyunu. Rasgele aldığı süsleri önce birbirine vurdu sonra ağzına aldı. Bu da yetmiyormuş gibi ayağa kalkıp top gibi vurdu bütün süslere. Bir de ağzında goo(gol) kelimesi hem de nasıl gırtlaktan söylüyor sanarsınız fransız benim oğlan.





Elinden kurtarabildiklerimle ağacı süslemeye başlarken yiğit'e bütün süslerin bir kez daha şekillerini ve renklerini söyleyerek ağaca astım.Eline verdiğim süsleri ağaca asması için oğlumu teşvik ettim.Beni taklit ederek elindeki süsleri ağaca uzattı. Ufak bir yardımla birkaç süsü beraberce astık. Hoşuna gitti bu renklilik onun hele birde yakınca ledleri daha bir güldü gözleri. Taa bi sonra sıkılıp ağaçtan çekmeye başladı süsleri . Neyse ki az bir hasarla bitirdik kuzunun ilk yılbaşı ağacını...

Biraz da yılbaşı üzerine ...




2008'i devirdiğimiz şu günlerde hemen her gazetede ve bir çok televizyon programlarında yılın özetini veren olaylara yer veriliyor. Yılın adamı, yılın devleti, yılın boşanması, yılın ikizleri ...vb. Bunun yanı sıra yılbaşı gecesi nasıl mükemmel görünülür yok yılbaşı ertesi nasıl zinde kalırsınız yazıları ve tabiki yılbaşı partisi ve programlarını içeren reklamlarla bitiriyoruz şu son 2008 günlerini. Ha birde hayatımızda 2009 için dilenen bir sürü dilek, yapılması hedeflenen bir sürü amaçlar ve bir umut belki bize de çıkar diye alınan bir sürü milli piyango biletleri ...






Bizde bir belirsizliktir gidiyor. Hiç bilmiyorum yılbaşı gecesi ne yapacağımızı. Ailelerimizle mi, arkadaşlarımızla mı yoksa evde biz bize mi karşılayacağız 2009'u bilmiyorum. Annemler yılbaşını çooook uzun zaman sonra bu yıl evde kutlamaya karar verdiler (valla İstanbul'a kırmızı kar yağarsa şaşırmayın). Eee tabiki bunun sonunda da biz nede olsa evdeyiz Yiğit'i bize bırakıp siz çıkıp eğlenin dediler. Hatta gecede bizde kalır siz ertesi gün gelip alırsınız dediler. Daha önce kuzuyu gece kalmaya kimseye bırakmadım, bırakamam gibi de. O yokken evde hiç uyuyamam, sanki evde koskocaman bir boşluk olur gibi geliyor. Bilmem belki akşam bırakır gece geç saatte alırız kuzumu. Ama açıkcası anne yüreğim geçen yılda olduğu gibi bu yılda oğlumla beraber (o saatlerde uyuyor olsa bile) merhaba demek istiyor 2009'a...




Yeni yıla iki gün kala dışarıda yağan kar eşliğinde bende sıralıyorum dileklerimi, yazıyorum 2009'a dair hedeflerimi, diliyorum en çokta geçen senede olduğu gibi bu senede ve önümüzdeki bütün senelerde de bize bağışlasın bütün sevdiklerimizi...



Herkese bizden kocaman mutlu yıllar... Sevgilerimizle ...

4 yorum:

eniste'n dedi ki...

AŞKIM SEN AŞTIN VALLA.BU NASIL BİR YAZIDIR BÖLE.GURUR DUYDUM VALLA.

Zorda Sükunet dedi ki...

harbi çok güzel yazı olmuş...aşkım da ne tatlı öle...tam bir iş bozan! :D

Unknown dedi ki...

Mutlu yıllar...

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

bizden de size iyi seneler demetcim